jump to navigation

TÜRKİYE VE DÜNYANIN HER BİR YERİNDE BEKTAŞİ ALEVİLER 26 Ocak 2007

Posted by Aybars in Alevi, Bektaşi.
add a comment

TÜRKİYE VE DÜNYANIN HER BİR YERİNDE BEKTAŞİ ALEVİLER TÜRKMEN OLARAK MİLLİ
TARİHLERİNE BAĞLI KALACAKLARDIR.

YAZAN: SADUN KÖPRÜLÜ

Türk İnsanlarının var oluşundan yüzlerce uygarlık kurularak, yeşerdiği Türk
ırkının, yerel kültür dini Anadolu Bektaşilik büyük Kültür Edebiyatından
gelenek, göreneklerinden bir bölümünden yararlanarak, düşünce zenginliğini
uçuşturup özgün bir Felsefe, Kültür yaşam biçimi oluşturmuştur.

Uzun yıllardan beri yaşatılan, Alevi Bektaşi düşüncesi yaşam biçimiyle,
yönetimler özellikle Saddam döneminde, yaşanan felaket baskı, zulüm işkence
hızlı Araplaştırma ve göç nedeniyle, büyük bir değişim sürecine uğrayarak
girmiştir ortadan ibadet, Dine, Mezheple bağlı olmayı yasaklanmıştır ve bu
alanda çok sayıda Alevi, Bektaşi dergâhları, dernekleri kapanarak yüzlerce
Bektaşi Alevi Türkmenler idam olarak hapse atılmışlardır.

Alevi, Bektaşi Türkmenler Kültürel kimliği giderek yok olmaya uğramakla,
tarihin derinliklerine gömülmüştür ve tehlikeli olmuştur.

Artık 35 yıl idam, hapis, ölüm, baskı, korku, zulüm sürerek, Saddam
rejiminden sonra Alevi Bektaşi Türkmen kardeşlerimiz kültürünü derlemek,
yaşatmak, tanıtmak, yaymak üzere ciddi çalışma yorulmalarıyla, ciddi bir alt
yapıya sahip olmayı hedefleyerek, Alevi Bektaşi’nin temel dayanağı uygarlığı
kültürü günümüze ve geleceğimize aktarmakla, demokratik ve barışçı özü ile
yaşamını sürdürmeye çalışarak uğraşmaktadır.

Anadolu’muzda olduğu gibi, evrensel Alevilik, Bektaşilik Ulu önder Atatürk
Hacı Bektaş (Pir Sultan Abdal, Yunus Emre ) ve ardılı önderlerin tarihsel
aktarmalarıyla, katkısıyla günümüze ulaşarak kültürel miras bilimsel
temellerden kurulmuştur.

Türkmen Bektaşi, Alevi düşünce yapısını, tarihi gelişme değerlerini
toplumsal sorunlarını tespit ederek, çözümüne yönelik, bilimsel temellerinde
ulusal ve uluslararası düzeyde, Irak Türkmen konferansları düzenlemek
kültür, sanat programlarına önem vermekle, ayrıca şair sanatçıların
katılması için konserler, tiyatro gösteriler ve tüm Türkmen yörelerinde
tanılan folklor sahne gösterip düzenlemek Gerekmektedir.

Alevi, Bektaşi kültürü Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi komşularımızın
Şiilik anlayışı HZ- Ali’yi sevmek dışında hiçbir ilgisi bulunmamaktadır, bu
nedenle Bektaşi, Alevi yerine Şiilik sözcüsü kullanmak yanlış sayılır.

Bektaşi ve Alevilik kültürü HZ, Ali’yi sevmek ve onu sevginin hoşgörünün
sembolü diye kabul olmaktadır. Ve bunun üç önemli nedeni ise 1- HZ – Ali’nin
HZ – Muhammet tarafından yetiştirmesi, damadı olarak Hakka yürümeden önce,
HZ – PEYGAMBER Tarafından halife olması 2- HZ- Ali’nin Kuran’ı ve
İslamiyet’i en iyi ve doğru olarak yorumlaması, bu tutumun özellikle
Türkmenlerin geleneklerine uygun bir kolaylık getirilmesi. 3- Horasan ve
Mezopotamya’da yaşayan Türkler HZ – Ali’nin halifeliği döneminde, hiçbir
baskı ve zulüm yapılmazken sırasında Emeviler döneminde valilerin
Türklerinde çoğunluk yaşadıkları bölgelerde Din adına sık, sık yağmalar
katliam, soygunluk yapılarak, baskılar nedeniyle, Türkler Anadolu’ya
yerleşerek, İslamiyet’i kendi gelenekleri ile, birlikte HZ- Ali döneminde
olduğu gibi, yaşamalarıdır.

HZ – Ali HZ- Peygamber sevgisiyle, birlikte yürekler kazanması.

Biliniyor ki Bektaşilik- Alevilik Felsefesi düşünsellikten uygulamaya,
bireyi toplumu geliştirmeye yönelik bir yaşam felsefesidir. Uygulamaları ile
bir kültürdür ve bu kültürde demokrasi ile yönetim, kadın, erkek ayrımı
yapmaksızın eşitliktir.

ALEVİLİK

Ali’ye bağlı olanlar anlamına gelmektedir ve HZ- Ali soyundan gelenlere
kullanılmaktadır, dünyanın çok yerlerinde Ali’ye bağlı olanlardır.

Alevilikte Ali ve onun soyundan gelenler ( Ehlibeyt’i) sevmek her şeyin
üstündedir.

Alevilik, orta Asya Türk kültürünün bir takım öğelerinin, özellikle Ehlibeyt
sevgisi ile bütünleşmesidir.

KIZILBAŞLIK

İran’da Safeviler devleti’ni kuran İmami’yy’eyi resmi Mezhep olarak kabul
edilmiştir.

Erdebilliye, Tarikatı Şeyhler ile bu tarikata bağlı olanlar Kızılbaş
giydikleri ve Kızıl Sarık kullandıkları için, Kızılbaş diye adlanmıştır.

Ayrıca Şeyh İsmail’in askerlerinin Kırmızı renkli börk, sarı renkli çizme
giymişlerdir tarih boyunca da Kızılbaş sözcüsü Alevi- Bektaşiler için
kullanılmıştır, bazı kesimler Kızılbaşlığın Alevi- Bektaşilerden aynı bir
topluluk olarak göstermesi çok yanlıştır- günümüzde Kızılbaşlı yerin Alevi
almıştır.

ALEVİ – BEKTAŞİLİK – ŞİİLİK İLİŞKİSİ

Günümüzde Alevi- Bektaşilik ile İran Şiiliği arasında, HZ-Ali Ehlibeyte
duyulan derin sevgi ve saygının dışında bir ilişkilik yoktur.

HACI BEKTAŞ ŞENLİKLERİ

1964 Yılında Hacı Bektaş Müze olarak açılan ve her yıl 16- 18 Ağustos
tarihlerinde yapılan Hacı Bektaşi Veli anma törenleri ve kültür- sanat
Etkinlikleri her yıl yine coşku ile kutlanmıştır, resim sergileri ve halk
müziğinin önemli sanatçılarının ve Irak’tan Saddam rejiminin 35 yıl zulüm
baskı idam Mahpushanesinden sonra, Irak Türkleri ilk defa olarak
katılmışlardır yapılan konserleri yanı sıra Etkinliklerde düzenlenen
panellerde Hacı Bektaş Veli öğretisi irdelenecek.

Ulusal anlamla Hacı Bektaş Etkinlikleri üç gün sürmektedir anıtına çelenk
konumlanarak saygı duruşu ve istiklal marşı okunmaktadır, ayrıca Semah Ekimi
gösterisi gerçekleştirmektedir ve şiir öykü yarışmalarında ödülleri
verilmiştir.

Hacı Bektaş Veli anma törenlerine kültür sanat Etkinlerine katılan Irak
Türklerini büyük bir alkışlama sevgi coşkuyla karşılamışlardır.

Bu karşılamaya birçok sayıda Türkiye’de millet yayın evleri gazeteler radyo
Televizyon evleri tarafından karşılanarak Bektaş Aleviler Türk tarihi
boyunca Türkmen ırkından oldukları bellidir.

Irak Bektaşi Alevi Türkmenleri hakkında bilgiler vererek geçmişte ve şimdide
olan durumlarını ve gelecekte tüm Irak Türkmenlerinin sayım ve seçimde
korkmadan her bir engele karşı seslerini Türkmencilik duygusuyla kullanarak
kendilerini ve Türkmen olan Şebekler ve tüm Bayatlarının de Türkmen
yazmalarını dile getirmişlerdir Alevi, Bektaşiler öz be öz Türk’tüler. Ve
Türk aşkıyla yaşamaktadırlar.

Irak Türkmenleri ile bir dil, bir ırk olan Türkiye Türkmenleri Hacı Bektaş
ilçesinde Türkmenleri ziyaret ederek kan kardeş olduklarını öne sürerek Sulu
caka höyük, Miyse İlknur, Hacı Bektaş Dergâhı, Birinci Avlu, Nadar Avlusu,
Aş evi, ikinci Avlu, Dergâh Avlusu, Mihman evi, Killer evi, Üçüncü Avlu,
hasret Avlusu, Hacı Bektaş Türbesi(Pir evi ) Çilehane, Kırklar meydanı, Hac
Bektaş Veli türbesi huzuru- 4 pir güvenç Abdal türbesi, Balım sultan
türbesi, Balım evi, Kadıncık ana evi, Bektaşlar, Dede bağı, At kaya, Hırka
dağı, Kara Höyük, Kapadokya, Avanos, Ayrıca Nevşehir, Gaziantep, Şanlıurfa,
Çorum, Diyarbakır, Kırıkkale, Van, Kerkük, Musul, Tazehurmatu, Tuzhurmatu,
Telafer ve tüm Alevilerle, kan kardeş olarak Türkçülük duygusuyla
ilgilenmektedirler, Türkiye’nin ve Türk dünyanın her bir yerinden Alevilerin
ırklarının temiz Türk ırkından olmaları büyük Türk Turan devletinin bir
parçası olarak yüce Türk tarihine bağlıdırlar.

Vali Bektaş ilçesinde Büyük Türk milleti Türkmen aleviler tarafından içli
Türkçülük sevgisiyle karşılanarak, tüm cadde, Sokak tören yerlerinde
alkışlanmışlardır Türkmen kardeş geldi diye sevinmişledir,
duygulanmışlardır.

1270 – 80 yıllar arasında Anadolu’ya gelen Ulu Bilge Türkmen Hacı Bektaş

13 – yüzyılda Anadolu’ya gelmiş ve Hoşgörü, sevgi eşitlik temelli
öğretisinin ata ganinin o zamanlar adı Suluca Kara Höyük, bu günkü Hacı
Bektaşi’yi kurmuştur, o zaman toprak ve Anadolu Moğol eli altındaymış,1249
‘de Horasan’ın Nisabur kentinde doğmuştur felsefesini insan sevgisi hoşgörü
ve toplumsal eşitlik ilkeleri üzerinde geliştirmesi nedeniyle gönüller
sultan olmuştur artık böylece yüce Türk milletin devletler, İmparatorlar,
Atabeyler kurarak dünyaya insan haklarını, hoşgörü, sevgi, saygı, yayarak
ayrımcılık yapmadan Ulu Türk tarihini şehitlerin kanıyla, Al bayrağa, dağa,
taşa yazmışlardır.

DSS